7 Nisan 2012 Cumartesi

Arsenal Oyuncuları Bale Yaparsa



Arsenal futbolcuları; Wojciech Szczesny, Bacary Sagna, Alex Song ve Alex Oxlade-Chamberlain, bir otomobil markasının reklam filminde boy gösterdi. Bale yaparak! Hiç fena değiller aslında :)

25 Mart 2012 Pazar

Seriye Devam

Arsenal kazanmaya devam ediyor! Bu hafta sonu Aston Villa'yı sahasında 3-0 ile geçerek kazanma serisini 7 maça çıkardı ve Chelsea, Tottenham ve Liverpool'un puan kaybettiği haftada yerini sağlamlaştırdı.


Sezon başında şampiyon olur diyen ezeli rakip Tottenham tepe taklak giderken Arsenal galibiyet serisi ile önce ilk dörde girdi daha sonra üçüncülük koltuğunun sahibi oldu. Gunners şu anda liderin 12 puan gerisinde ve bitime 8 hafta kaldı. Şampiyonluk aklımızın ucundan geçmiyor ama keşke play-off olsaydı:P Arteta'nın takıma artık tam anlamıyla uyum sağlaması Gervinho'nun Afrika Kupası sonrası muhteşem dönüşü, Walcott ve Chamberlain'in hücum aksiyonları takımı bir anda takım yaptı. Eh Van Persie Reis'de golleri sıralamaya başlayınca yükseliş kaçınılmazdı.


açınılmazdaArtık gözler gelecek sezonda. Wenger'in yıldız transferi yapacağız açıklamasından sonra şampiyonluğu yeniden hayal etmeye başladık. Podolski, Götze gibi isimler Wenger'in radarında. Savunmaya da ortalama bir takviye yapılabilir. Zira sık sakatlıklardan sonra kadro genişliği tartışılmaya başlandı. Benim Wenger Reis'ten isteğim Hazard'ın aklını çelip Emirates'e getirmesi. Onun içinde Wenger'le çalışmak kendini geliştirmek adına çok iyi olacaktır. Gelecek sezon efsane kadronun başlangıcı olacak sonra demedi demeyin bunlar şampiyonluğun ayak izleri...



Arsenal 3-0 Aston Villa

23 Mart 2012 Cuma

Arsene Wenger&Oğuzhan Ozyakup


Arsene Wenger&Anelka

Wenger'in gelişi ile Fransa pazarından takıma katılan oyunculardan birisi de Nicholas Anelka idi. 2 sezon boyunca Arsenal forması giyen Anelka ilk sezonunda yılın genç oyuncusu seçilmiş daha sonra 22.3 milyon pounda Real Madrid'in yolunu tutmuştu. Hatta bir ara yolu ülkemize de düşmüş sarı-lacivert forma'yı terletmişti...

11 Mart 2012 Pazar

Japonya'lı Wenger!

Arsene Wenger'in Japonya'da Nagoya Grampus takımını çalıştırdığı günlerden.. Efsanenin doğuşu!

8 Mart 2012 Perşembe

İngiliz ve İtalyan Spikerlerden Arsenal - Milan Maçı!

Arsenal, Milan'ı 4-0'ın rövanşında çok zorlamış ama mucizeyi gerçekleştirememişti. Yanlış bilmiyorsam İngiltere'de Şampiyonlar Ligi'ni ITV yayınlıyor. Diğer spor kanalı SKY ise bizde örneği olmayan ancak son zamanlarda Ntvspor'da yapılan dakika-skor programının bir benzerini yapmışlar. Spiker radyodan maç anlatır gibi maçı izleyiciye sunuyor ama tek farklı görüntülü olması. En büyük özelliği de spiker rastgele bir isim değil o takımın taraftarı. Bu uygulamanın İtalya'da olduğunu biliyordum ancak İngiltere'de de olduğunu bu maçta öğrenmiş oldum. Neyse konuyu uzatmadan videoları izleyin ne demek istediğimi çok daha iyi anlayacaksınız :)


Maça Arsenal tarafından bakış:)



Maça Milan tarafından bakış:)



Videoları twitter'dan paslayan @yucelclubber'e teşekkürler..

6 Mart 2012 Salı

Nerdeyse!





Gece başlarken hiç bir Arsenal taraftarının küçücük bile olsa umudu yoktu ben dahil. Sanırım Arsena Wenger bizden farklı düşünmüş kisahaya oldukça hücum ağırlıklı bir takımla çıktı. Maçın henüz başında öne geçip ilk yarının 3-0 bitmesi maçı bir anda farklı bir noktaya taşıdı. Akıllara sahasında Milan'a 4-1 yenildikten sonra San Siro'da 4-0 kazanarak tur atlayan Deportivo'yu getirdi bu skor. Tam bir şoktu Milan için ve neden ikincisi olmasın diye düşündüm. Lecce'den gelen sol bek Mesbah Arsenal'in umutlanmasını sağladı. Zira bütün akınlar onun kanadından geldi. Maçın adamı Chamberlain'i düşürerek penaltıya da sebebiyet veren de oydu.

İkinci yarının henüz başlarında Van Persie 2 metreden fantastik bitiriş yerine boş ağlara atmayı denese skor 4-0 olabilir şampiyonlar liginin efsane maçı olabilirdi ama olmadı. Her şeye rağmen bu mücadele Wenger'in sorgulanan sisteminin neleri başarabileceğini gösterdi. Ben dahil herkese daha ölmedik mesajı verdi. Bu sezon artık  kupa almak mümkün değil ancak Van Persie'yı tutma şartı ile gelecek sezon adına umutluyum. Hazard ve Götze isimleri geçiyor. Bakalım Wenger bu sefer paraya kıyacak mı?

3 Mart 2012 Cumartesi

Liverpool 1-2 RVP

Arsenal-Liverpool maçları genelde gollü ve keyifli geçmiştir. Gerçi bizim ligi düşününce Premier Lig'in hangi maçı keyifsiz ki! Anfield Road'da maç başladığında Liverpool saldırmaya başladı. Dakikalar geçtikçe Arsenal sahasından çıkamamaya başlarken, Liverpool fırsatları cömertçe harcıyordu. Hakem Liverpool'lu oyuncuların beceriksizliklerine daha fazla dayanamamış olmalı ki 19. dakikada uyduruk bir penaltı ile destek olmaya çalıştı. Kuyt Mersiye Side ekibini öne geçirmek için topu penaltı noktasına koydu.Liverpool bu sezon o kadar çok penaltı kaçırmıştı ki takımın penaltıcısı sürekli değişiyordu. Kuyt'ta kaçırdı! Aslında Szczesny kurtardı demek daha mantıklı ama penaltı kaçarsa kaçıran suçludur! 


Liverpool penaltıyı kaçırdıktan sonra daha baskılı oynamaya başladı ve sonunda Koscielny kendi kalesine attı. Arsenal'in nadir geliştirdiği atakta Roben Van Persie kafayı koydu ve ilk yarı berabere bitti. 


İlk yarıda ikinci yarıda fırsaları harcayan hep Liverpool'du ama uzatma anlarında Song'un enfes pasını enfes vuruşla gole çeviren RVP oldu. Wenger yumruklarını sıktı. ''Lan berbat   oynadık ama işte bu adamımsın, canımsın Van Persie'' der gibiydi. Maç biterken akıllarda Arsenal'in, Liverpool'a son yıllarda Anfield Road'ta kaybetmeme geleneğini sürdürmesi ve son dakika golünü atan Van Persie'nin golün pasını veren Song'un ayaklarını öpmesi kaldı.





Wenger için Şampiyonlar Ligi bileti bu sezon çok daha önemli. Zira gelecek sezon için adı geçen Götze, Hazard gibi yıldızları ikna etmek için ŞL kozu mutlaka elinde olmalı. 

2 Mart 2012 Cuma

Biz Arsenal'i Kupalar için Sevmedik


Yarın ki Liverpool - Arsenal maçı gözler çevrilmişken eurosport.com Banu Yelkovan ile keyifli bir röportaj yapmış. Kendisi de benim gibi harbi Gunners taraftarı olduğu için fikirleri benim için önemli. Neyse röportajın orjinalini buradan okuyabilirsiniz. Yok zahmet etmeyim diyorsanız buyrun burdan okuyun..

Londra’ya gittiğinizde Arsenal tarihini yakından inceleme tarihi buldunuz. Arsenal tarihinde sizi en çok etkileyen hatıra neydi? 
Arsenal'de bizi en çok etkileyen şey hem geleneğe sahip çıkıp hem yeniliğe bu kadar açık oluşları oldu. Biz sıfırdan başlamayı seven ve sürekli temiz bir sayfa açan bir milletin mensubuyuz. Defterimize geri dönüp bakmaya kalksak, yarıda bırakılıp arka sayfadan tekrar başlanmış bir sürü yarım sayfa görürüz muhtemelen. İngiltere'de hangi takıma biraz yakından baksan, o takımın taraftarı olman işten bile değil, öyle bir futbol kültürleri var. Arsenal'in Highbury'den Emirates'e geçişi, Emirates'i 'Arsenalleştirme' (onlar buna Arsenalisation diyorlar) hamlesi, Emirates'in futbolcu girişine gömdükleri 'zaman kapsülü' bile onları sevmeye yeter. 
Neden ve nasıl Arsenalli oldunuz?
Arsenal benim için hem geleneği, hem modernliği temsil ediyor. Tam bir 'biz seni kupalar için sevmedik' takımı. Bir günkendimin de bir cümleye bu sözlerle başlayacağını hiç tahmin etmezdim ama 'bizim zamanımızda' Avrupa takımlarını sevmek çok daha zordu. Ben gazeteciliğe ilk başladığımda bile Avrupa futbolu deyince öyle uzaklarda oynanan, kimsenin pek de bilmediği bir şeyden bahsediyor gibi hissediyorduk. "Vieira mı, Vieri mi? Maldini mi, Mancini mi?" dönemleri. Bilen yine biliyordu tabii ama bilgiye ulaşmak çok daha zordu. Ben yurtdışında takım tutmam aslında. Takım değil, adam tutan ekol mensubuyum. Ama Arsenal'e ilk sempatim Fever Pitch'i okuduktan sonra başladı. Seneyi tam hatirlamiyorum ama 1993-94 civarı bir zamandı. Sonra üstüne bir de Arsene Wenger gelince...
Banu Yelkovan\'a sorduk - FUTBOL - İngiltere Premier Ligi
Arsenal’in genç oyuncusu bol, lider futbolcusu ise yok. Wenger’in ise tadı kaçmış durumda. Sizce Gunners’ın yeni yapılanması nasıl olmalı?
Bir kere öyle yazılıp çizildiği gibi Arsene Wenger'i 'göndererek' olmaz. Jose Mourinho'nun Londra'da ev aldığının ortaya çıkması üzerine ismi içinde Arsenal, Chelsea, Tottenham geçen cümlelerde kullanılmaya başladı. Oysa Arsene Wenger kulübün sadece teknik direktörü değil, stadın projesini 'çizen' ekibin BİLE bir parçası. O bence sadece Arsenal'de değil, İngiltere'de futbol devrimi yapmış bir insan. Devrim illa sahada olacak değil; beslenme alışkanlıkları, antrenman teknikleri, stretching'in futbola girişi, incelerseniz hepsinin Wenger sonrası çıktığını görürsünüz. Futbolcuların otobiyografilerinde bile var, milli takımda Arsenalli futbolculara "Siz antrenmanlarda ne yapıyorsunuz da bu kadar fitsiniz?" diye sordukları, Arsene Wenger'in bir noktada futbolcularını fazla detay vermemeleri konusunda uyardığı...  Ama futbol da en az politika kadar "dün dündür" sahası. 
Arsene Wenger yönetimindeki Arsenal deyince akla gençlere yatırım yapan, transfere para harcamak yerine kendi yetiştirmeyi tercih eden ve iyi futbol oynamayı hedefleyen bir takım geliyordu. Şimdilerde 'anaokulu' tadında ve hiçbir şey kazanamayan bir takım olmakla eleştiriliyor. Arsene Wenger futbolcu seçimlerini bugünkü durumlarından ziyade 'potansiyelleri' üzerinden yapıyor. Bazı isimler üzerinde falaca ısrarlı. Ama bu ısrar takımı şampiyonluğun fazlaca uzağında bıraktı artık. Üstelik Manchester United benzer bir değişimi hiçbir zaman şampiyonluktan uzak kalmadan ve ligi domine etmeyi sürdürerek başarıyor. Alex Ferguson altıncı jenerasyon Manchester'ını yaptı. Ferguson için yıldız oyuncu almakta da, göndermekte de hiçbir sakınca yok. Ne de olsa gelen hiçbir isim kendisinin üzerinde olmayacak. Cristiano Ronaldobile. 
İstanbul'da düzenlenen Sports Marketing Konferansı'nda bir konuşma yapan Arsenal CFO'su Tom Fox sözlerine "Arsenal'de sattığımız en son şey futboldur" diyerek başlamış ve uzun uzun sosyal medyada ve Uzak Doğu'da yaptıkları çalışmalardan bahsetmişti. Belki de Arsenal'de futbolu biraz daha fazla satacak bir modele dönmeleri gerekiyor. 
Liverpool maçından neler bekliyorsunuz? Favori kim? Arsenal kazanmak için neler yapmalı?
Genel olarak bakarsak ikisi de zor bir sezon geçiriyor. Gel gör ki bu maça iki taraf da moralli çıkacak; Liverpool, koleksiyonuna bir Carling Cup daha eklediği için, Arsenal ezeli rakibi Tottenham'ı farklı yendiği için. Sakatlıkların sahayı etkileyebileceği bir maç olacak. İki tarafta da eksikler var. Liverpool ilk maçta deplasmanda yenmeyi başarmıştı. Şimdi bir de Anfield'da oynuyorlar ve bence İngiltere'nin atmosfer olarak en etkileyici statlarından biri. Bence favori Liverpool. Arsenal kazanmak için Tottenham maçında ne yaptıysa onu yapmalı. :)
Banu Yelkovan\'a sorduk - FUTBOL - İngiltere Premier Ligi
Liverpool’a karşı Arsenal’in ne gibi avantajları ve dezavantajları var?
Dezavantajları: Sakatlıklar, deplasmanda oynaması.
Avantajı: Tottenham maçı 'ruhu'. 
Highbury ruhu Emirates’e gelir mi? Gelmesi için nasıl bir politika izlenmeli?
Highbury'nin ruhunu Emirates'e getirmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Yeni stada geçmek her takım için zordur. Ama şöyle ilginç bir şey söyleyebilirim. Bir 'içeriden bilgi': Pazarlama Konferansı'nda yemekte Tom Fox'la konuşurken ona statta deplasman tribününe çok güzel yer ayırmış olduklarını söyledim. Gerçekten de sahaya çok yakın, çaprazdan gören harika bir deplasman tribünü var Emirates'de. "Biliyor musun, o bir hataydı" dedi. "Highbury'de alt katta görüş kötüydü, bu yüzden alt kat daha ucuz, üst kat daha pahalıydı. Biz de o alışkanlıkla aynı uygulamayı yaptık. Şimdi de sahaya çok daha yakın ve güzel olmalarına rağmen, alt kattaki koltuklar bir üst tribüne göre daha ucuz ve deplasman tribünü de orada" demez mi? Ruha etkisi var mı bilmiyorum ama bu bana oldukça ilginç gelmişti.
Banu Yelkovan\'a sorduk - FUTBOL - İngiltere Premier Ligi
Arsenal – Liverpool rekabetinin özelliği nedir?
Aslında ahir zaman rekabetlerinden biri. Büyük bir maç ama derbi değil. İki köklü takım, iki geleneğine sahip çıkan takım arasında oynana  güzel bir maç.
Bunlar dışında eklemek istediğiniz anekdot varsa duymayı çok isteriz...
Arsenal'in stat gezisi çok güzel, çok etkileyici. Ama asıl etkileyici olan önce o sokak arasındaki Highbury'ye gitmek, dış cephesini hiç değiştirmeden bir stat nasıl dönüştürülür dersi almak, sonra oradan yürüyerek Emirates'e ulaşmak. Londra'da statların o 'mahalle arası' havası gerçekten çok etkileyici. Bu yüzden bize en çok yönetilen sorulardan biri olan "Hangi maça gidelim?" sorusuna "Derbi olmasına gerek yok, İngiltere'de herhangi bir maç olur. Hatta derbi olmayan daha da iyi olur" cevabı veriyoruz. Liverpool'a geçen sene gittiğimizdeyse Anfield'ın etrafındaki bütün evlerin boş oldunu gördük. Kulüp hem etraftaki bütün evleri satın almıştı hem stada biraz uzaktaki bir araziyi... Stadı büyütsek mi, yenisini mi yapsak tartışmaları sürüyordu. Anfield ihtiyaca göre dönüştürüle dönüştürüle bugüne gelmiş, hiçbir etkileyici tarafı olmayan, basık tavanlı ve onlarca kupa üst üste sergilenen tıkış pıkış bir müzesi olan, basın odası yapmak için Shankly ve Paisley'nin maç öncesi toplantılarını yaptığı 'Boot Room'u (krampon odası) yıkmak zorunda kalmış. Ama buna rağmen stat turu yaparken rehberin size anlattıkları o kadar etkileyici ki bir anda mümkünse o stat hiç yıkılmasın, o ruhlar hep orada kalsın istiyorsunuz. Bu geçmişe sahip çıkma meselesi bizde hiç olmadığı için, insan gidince en çok bunlardan etkileniyor.
eurosport.com

26 Şubat 2012 Pazar

Al Parlat Sat!


Son kupasını 2005 yılında alan Arsenal o günden bu yana gençleşme operasyonunu bir türlü bitiremedi. Bergkamp'ın futbolu bırakması ile başlayan süreç Henry'nin Barcelona'ya geçmesi ile son bulmuş; takımın parlak döneminden kadroda oyuncu kalmamıştı. Son kupa şampiyonluğu gören Fransız bek Gael Clichy bu sezon başında Manchester City'e geçince şu an ki kadroda kupa gören tek bir oyuncu bile kalmadı.


Arsene Wenger her sezon büyük umutlarla başlayan sezonun hüsranla bitişine bir türlü önlem almadı. Adam da keçi inadı var ben yıldız almam yıldız üreterim modundan bir türlü çıkamadı. Bu sezon başı Fabregas ve Nasri'nin de takımdan ayrılması ile elde yıldız denilecek tek isim kaldı o da Van Persie. Gelecekte büyük yıldız olması beklenen İngilizlerin gözdesi Jack Wilshere ise halen sakatlıklarla uğraşıyor. Arsenal Report adlı sitesi Arsenal'in transferlerde giden gelen oyuncuları ve kar marjını düzenlemiş. Duruma bakılırsa o kadar da kar da değil kulüp ama Wenger'e sorsak hala orda burda oyuncu izliyordur.



2011/2012 (£11,988,200)
Player In
Previous Club
Initial Fee
Lille
£10,560,000
Everton
£10,000,000
Werder Bremen
£7,977,000
Southampton
£7,000,000
Fenerbahce
£6,192,000
Monaco
£2,651,000
Charlton
£990,000
Saprissa
£932,800
Borussia Dortmund
£400,000
Barcelona
£350,000
Barcelona
£308,000
IFK Norrköping
£293,000
Hertha BSC
£220,000
VfB Stuttgart
£88,000
Chelsea
Free
New York Red Bulls
Free
TOTAL                                                                                    £47,961,800
Barcelona
£25,300,000
Manchester City
£22,000,000
Manchester City
£6,820,000
Galatasaray
£3,080,000
Q.P.R.
£1,200,000
Ipswich
£1,100,000
Lorient
£450,000
(Retired)
(Released)
New York Red Bulls
(Released)
Stevenage
(Released)
Chesterfield
Free
Sunderland
Free
(Released)
TOTAL                                                                                     £59,950,000




What a come back!



İngiltere Premier Lig'de Arsenal, 2-0 yenik duruma düştüğü maçta Tottenham'ı Sagna, Van Persie, Rosicky ve Walcott(2)'un golleriyle 5-2 mağlup etmeyi başardı. Sezon başında Fabregas ve Nasri'nin kaybı ile başlayan çöküşe ezeli rakip karşısında 2-0 geriden gelerek 5-2'lik sonuçla dur diyen 'Topçular' için elde avuçta bişey kalmadı. Zira FA Cup'a veda eden takım, Premier Lig'de de şampiyonluk yarışının çok uzağında kaldı. Şampiyonlar Ligi'nde ilk maçta San Siro'da dağılan Londra ekibi için artık tek umut kaldı. Gelecek sezon Şampiyonlar Ligi'ne katılabilmek.